NASARA, YEHUD VE EHL-İ KİTAP KAVRAMLARI
Kur’an-ı Kerim’de sıkça geçen “Ehlü”l-Kitap” kavramı üzerinden Yahudi ve Hıristiyanlara ayrıcalıklı davranılması gerektiği fikri, alttan alta işlenmekte ve bunlarla Müslümanlar arasında ünsiyet peyda edilmek istenmektedir.

NASARA, YEHUD VE EHL-İ KİTAP KAVRAMLARI
SİYAMİ AKYEL / MİLLİ GAZETE
Kur’an-ı Kerim’de sıkça geçen “Ehlü”l-Kitap” kavramı üzerinden Yahudi ve Hıristiyanlara ayrıcalıklı davranılması gerektiği fikri, alttan alta işlenmekte ve bunlarla Müslümanlar arasında ünsiyet peyda edilmek istenmektedir. Bu bakımdan Kur’an’ın “Ehl-i Kitap” kavramına yüklediği anlamı vuzuha kavuşturmak gerekir.
“Ehl-i Kitap” kavramının sözlük anlamı, “Kitap ehli” ve “Kitaplılar” demektir. Kur’an’da 31 ayette geçen “Ehlü’l-kitap” tamlaması “İlâhî bir kitaba inananlar” anlamında olup, “Yahudi ve Hıristiyanları” tarif eder. Allahü Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’de Yahudi ve Hıristiyanları -kendi aralarındaki benzer özelliklerinden dolayı- birlikte anlatmak istediği zaman “Ehlü’l-kitap” demekte, ayrı ayrı anlattığı zaman da Yahudiler için “yehûd”, Hıristiyanlar için “nasârâ” tabirini kullanmaktadır. Kur’an-ı Kerim’de bahsedilen “Ehlü’l-kitap” kavramı sadece bir tanımlamadır. Bu kavramdan hareketle bugünkü Yahudiliğe ve Hıristiyanlığa “hak din” muamelesi yapmak, bugünkü Yahudi ve Hıristiyanları diğer kâfirlerden farklı görmek, İslam’ın ruhuna terstir.
Kur’an-ı Kerim’deki “Şüphesiz, inananlar, Yahudi olanlar, Hıristiyanlar ve Sabiilerden Allah’a ve ahiret gününe inanıp yararlı iş yapanların ecirleri Rablerinin katındadır. Onlar için artık korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir” (Bakara, 62) ayetini istismar ederek “Ehl-i Kitap”ın kurtuluşa ereceği fikrini ilk defa ortaya atan Muhammed Abduh’tur. Oysa bu ayette belirtilen ve “Rableri katında ecir alacak Yahudi ve Hıristiyanlar”, Peygamber Efendimiz’in risaletinden önce gelmiş, şirke düşmemiş ehl-i fetret kimselerdir. Peygamberimiz’in davetine icabet etmeyenler ve günümüzdeki Yahudi ve Hıristiyanların şirk ehli oldukları Kur’an-ı Kerim’de şöyle anlatılmaktadır: “Yahudiler Uzeyr Allah’ın oğludur dediler, Hıristiyanlar da Mesih Allah’ın oğludur dediler. Bu onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir. (Sözlerini), önceden kâfir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl sapıyorlar!” (Tevbe, 30)
Bakara Sûresi, 62’nci ayet İslâm’ın ilk yıllarında bazı Müslümanların aklına takılan bir sorunun cevabıdır. Şöyle ki: Onlar “İslâm’dan başka bir din Allah katında kabul edilmeyecek” (Al-i İmran, 85) ayeti nazil olunca İslâm’dan önce Hıristiyan veya Yahudi olan dede ve babalarının bütün amellerinin boşuna gideceği zannına kapıldılar. Allah (c.c) da İslâm gelmeden önce bu özelliklere sahip olanların kurtuluşa ereceğini belirtti.
“Biz seni bütün insanlara bir rahmet müjdecisi ve azab habercisi olarak gönderdik” (Sebe, 28) ayeti Peygamberimiz (sav)’in tüm insanlık için gönderildiğine işaret eder. Yine “O halde Allah’a, O’nun Peygamberine ve indirdiğimiz O nura (Kur’an’a) iman edin.” (Tegabün 8) ayetinde Yahudi ve Hıristiyanlar istisna tutulmamıştır. Zira İslâm geldikten sonra Yahudi ve Hıristiyanların Hz. Muhammed Aleyhisselam’a iman etmesi gerektiği “Ey Rasûlüm de ki: Ey insanlar! Gerçekten ben sizin hepinize gelen, Allah’ın Peygamberiyim. O Allah ki, yer ve göklerin tasarrufu O’nundur. Ondan başka hiç bir ilâh yoktur, öldürür ve diriltir. Onun için hem Allah’a hem de bütün kelimelerine iman getiren o ümmî Peygambere, Rasûlüne iman edin ve o peygambere uyun ki, doğru yolu bulasınız” (A’raf 157-158) ayetinde açıkça belirtilmektedir. Yine “Hiç şüphesiz Allah katında din İslâm’dır…” (Al-i İmran, 19) ve “Kim İslâm’dan başka bir din ararsa-benimserse, asla ondan kabul edilmez. O ahirette de kayba uğrayanlardandır” (Al-i İmran, 85) ayetleriyle de İslâm’a inanmaktan başka çıkar yol olmadığı teyid edilmektedir. (Devam edecek)

''İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'' HAKKINDAKİ GERÇEKLER
Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu Komitesi tarafından 7 Nisan 2011 tarihinde Strazburg’da onaylanan ve tam adı “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”, Türkiye’nin öncülüğünde 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılmıştır. Sözleşme burada imzaya açıldığından dolayı “İstanbul Sözleşmesi” olarak anılmaya başlanmıştır.
BİZDE ADET AĞLATIRLAR VE OYNATIRLAR
10 Nisan 2020, saat 22.00'de olan şuydu: Yasağın başlamasına iki saat kalmıştı. Halk alış-veriş için dışarı çıktı. Çekilen resimlerde "medya" çılgınlık dediklerini sergiledi. Ve bir "bilim kurulu üyesi" de, heba olan emekleri usturuplu bir şekilde: "Günlerdir kürekle kar temizliyorduk, çığ düştü" demek suretiyle ifade ederken; bu minval üzere, koroya dahil olanlar açtı ağzını, yumdu gözünü.
MÜKEMMEL YARATICI
Mükemmel bir yaratıcından bahsediyoruz. Yerleri, gökleri, dağları, denizleri; gökte, yerde, denizlerde, gökle yer arasındaki her türlü canlıyı yaratan mükemmel bir yaratıcıdan.
SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI VE BAKAN İSTİFASI
Ne mi olur? Eğer bu karantina günlerinde benim gibi, internette sosyal medyada geziniyorsanız görmüşsünüzdür. Önce;"Gitme bakanım, tüm emekler heba olacak" diyenlei gördük.
TÜRKİYE'DE ATATÜRK DÜŞMANLIĞI VAR MI?-4
"Şimdi bu olacak iş mi?" demenin gereği yok. İmâ edilen: David Lloyd George'da bulamadıysan, Winston Churchill'e bak, deme kurnazlığıdır. Bu sözün farklı istiflerinin yanında, yutması kolay olsun diye "draje" haline getirilmiş olanı da vardır.
PEYGAMBERİMİZE SALAT VE SELAM GETİRMEK
Allah-u Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’inde Peygamber Efendimizin (s.a.v.) âlemlere rahmet olduğunu, “(Resulüm!) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik” (Enbiyâ, 107) ayetiyle bildirmektedir. Yine yüce kitabı Kur’an-ı Kerim’de Peygamber Efendimizin (s.a.v.) güzel ahlakı ve örnekliği hakkında,-
SİYAMİ AKYEL ``İSTANBUL SÖZLEŞMESİ`` HAKKINDAKİ GERÇEKLER Tüm Yazıları >
-
ABDULLAH Ş.BEDİRHAN BİZDE ADET AĞLATIRLAR VE OYNATIRLAR Tüm Yazıları >
-
HÜSEYİN FİDAN 1983-2018 GENEL VE MAHALLİ SEÇİMLERDE SİYASİ EĞİLİM Tüm Yazıları >
-
AHMET KALELİ BİR OLMAK NİMETTİR Tüm Yazıları >
-
CAFER GÜNAYDIN ŞİMDİ DUA ZAMANI Tüm Yazıları >
-
ÖMER FARUK ASLIVAR BAŞLARKEN... Tüm Yazıları >