KADINLARIN CAMİYE GİTMESİNİN HÜKMÜ
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), kadınların mescitlere gitmesi konusunda, “Allah’ın kadın kullarını Allah’ın mescitlerinden menetmeyiniz. Ancak onlar süslenmemiş ve koku sürünmemiş olarak camiye gelsinler

Kadınların camiye gitmesinin hükmü
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), kadınların mescitlere gitmesi konusunda, “Allah’ın kadın kullarını Allah’ın mescitlerinden menetmeyiniz. Ancak onlar süslenmemiş ve koku sürünmemiş olarak camiye gelsinler” (Ebu Davud, Salat, 52) buyurmaktadır. Başka bir rivayette ise, “Kadınlarınızı mescitlere gitmekten men etmeyiniz. Bununla birlikte evlerinde namaz kılmaları kendileri için daha hayırlıdır” buyrulmaktadır.
Şafi âlimlerden İmam Nevevi, kadınların camiye gitmesi bazı şartlara bağlıdır demektedir. Buna göre: “1-Kadın, süslenmemiş olmalıdır, 2-Kadın, koku sürmemiş olmalıdır, 3-Sesi duyulacak şekilde ziynet eşyası (bilezik, halhal v.s) takmamış olmalıdır, 4-Erkeklerle karışık olmamalıdır, 5-Genç olmamalıdır, 6-Kibir alemeti olan bir elbise giymemiş olmalıdır, 7-Yolda korkulacak bir fitne bulunmamalıdır.”
Kur’an-ı Kerim’de erkeklere “… O arzın sırtlarında dolaşın ve Allah’ın rızkından yiyin…” (Mülk, 15) buyrularak ailenin geçiminde erkeğin mes’ul olduğu belirtilmektedir. Peygamberimiz (s.a.v.) de Sahabe-i Kiram’ın, “Ya Rasulallah! Kadınlarımızın bizim üzerimizdeki hakları nedir” sorusuna, “Yediğin gibi ona da yedirmek, giydiğin gibi onu da giydirmek…” buyurmuştur. Yani ailenin geçimini sağlamak erkeğe yüklenmiştir.
Erkeklerin rızık peşinden koşmasını emreden Allah-ü Teâlâ, kadınların da evlerinde vakarla oturmasını emretmektedir. Kur’an-ı Kerim’de Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in eşlerine hitaben “Evlerinizde vakarınızla oturun” (Ahzab, 33) buyrulmaktadır. İslâm âlimleri bu ayetin sadece Peygamber Efendimizin (s.a.v.) hanımları değil, bütün mümine hanımları kapsadığını söylemektedir. Kadınların dışarıya çıktıkları zaman da “edalı konuşması ve süslenmesi” yasaktır. “Konuşurken ciddi ve vakarlı olmaları ve yürürken cahiliye kadınları gibi kırıla döküle ziynetleri göstererek yürümemeleri” gerekir.
Kadınlar evlerinden dışarı çıkarken uyması gereken kurallar ortadayken, Kur’an-ı Kerim’de ve Hadis-i Şeriflerde kadın ve erkek arasındaki mahremiyet ölçülerinin neler olduğu belliyken, kadınların camiye giderken fitneye sebebiyet verecek davranışlardan kaçınması gerektiği malumdur.
Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.), kadınları camiden men etmemiş ancak evde namaz kılmalarını teşvik etmekte ve “Kadının evinin içinde kıldığı namaz, evinin avlusunda kıldığı namazdan daha faziletlidir. Evinin avlusunda kıldığı namaz mescidde kıldığı namazdan daha efdaldir. Evleri onlar için daha hayırlıdır” buyurmaktadır.
Peygamberimiz (s.a.v)’in vefatından sonra kadınların camiye gelirken kurallara uymaması üzerine Sahabe-i Kiram, kadınların camiye gelmelerine razı olmamıştır. Hz. Aişe validemiz, “Eğer Rasulullah (aleyhisselam) bu zamanda yaşamış olsaydı, Ben-i İsrail’in yaptıkları gibi kadınların mescitlere çıkmalarını yasaklardı” demiştir. Abdullah bin Mes’ud da, “Kadın avrettir. Onun Allah’a en yakın olduğu zaman, evinde bulunduğu zamandır” demek suretiyle kadının mescidinin evi olduğunu vurgulamıştır.
İmam-ı Azam rahmetullahi aleyh sadece yaşlı kadınların fitneye sebebiyet vermeyecek bazı vakitlerde camiye gitmelerine, İmam-ı Yusuf ve İmam-ı Muhammed ise, yaşlı kadınların bütün vakitlerde camiye gidebileceğine cevaz vermişlerdir. İmam-ı Azam ve talebeleri genç kız/kadınların cemaate gitmelerinin mekruh olduğunda ittifak etmiştir. Buhârîşarihi Aynî ise, “Fesadın yayılması sebebiyle bu zamanda fetva, kadınların hiçbir vakitte mescide çıkmaması şeklindedir” demektedir.
Kadınların namazlarını evlerinde kılması daha hayırlıdır. Camiye gitmek istedikleri zaman mani olunmaz ancak birtakım şartları yerine getirmesi gerekir. Unutulmamalıdır ki günümüzde fitne, Aynî’nin yaşadığı dönemi fersah fersah geçmiştir.

''İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'' HAKKINDAKİ GERÇEKLER
Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu Komitesi tarafından 7 Nisan 2011 tarihinde Strazburg’da onaylanan ve tam adı “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”, Türkiye’nin öncülüğünde 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılmıştır. Sözleşme burada imzaya açıldığından dolayı “İstanbul Sözleşmesi” olarak anılmaya başlanmıştır.
BİZDE ADET AĞLATIRLAR VE OYNATIRLAR
10 Nisan 2020, saat 22.00'de olan şuydu: Yasağın başlamasına iki saat kalmıştı. Halk alış-veriş için dışarı çıktı. Çekilen resimlerde "medya" çılgınlık dediklerini sergiledi. Ve bir "bilim kurulu üyesi" de, heba olan emekleri usturuplu bir şekilde: "Günlerdir kürekle kar temizliyorduk, çığ düştü" demek suretiyle ifade ederken; bu minval üzere, koroya dahil olanlar açtı ağzını, yumdu gözünü.
MÜKEMMEL YARATICI
Mükemmel bir yaratıcından bahsediyoruz. Yerleri, gökleri, dağları, denizleri; gökte, yerde, denizlerde, gökle yer arasındaki her türlü canlıyı yaratan mükemmel bir yaratıcıdan.
SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI VE BAKAN İSTİFASI
Ne mi olur? Eğer bu karantina günlerinde benim gibi, internette sosyal medyada geziniyorsanız görmüşsünüzdür. Önce;"Gitme bakanım, tüm emekler heba olacak" diyenlei gördük.
TÜRKİYE'DE ATATÜRK DÜŞMANLIĞI VAR MI?-4
"Şimdi bu olacak iş mi?" demenin gereği yok. İmâ edilen: David Lloyd George'da bulamadıysan, Winston Churchill'e bak, deme kurnazlığıdır. Bu sözün farklı istiflerinin yanında, yutması kolay olsun diye "draje" haline getirilmiş olanı da vardır.
PEYGAMBERİMİZE SALAT VE SELAM GETİRMEK
Allah-u Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’inde Peygamber Efendimizin (s.a.v.) âlemlere rahmet olduğunu, “(Resulüm!) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik” (Enbiyâ, 107) ayetiyle bildirmektedir. Yine yüce kitabı Kur’an-ı Kerim’de Peygamber Efendimizin (s.a.v.) güzel ahlakı ve örnekliği hakkında,-
SİYAMİ AKYEL ``İSTANBUL SÖZLEŞMESİ`` HAKKINDAKİ GERÇEKLER Tüm Yazıları >
-
ABDULLAH Ş.BEDİRHAN BİZDE ADET AĞLATIRLAR VE OYNATIRLAR Tüm Yazıları >
-
HÜSEYİN FİDAN 1983-2018 GENEL VE MAHALLİ SEÇİMLERDE SİYASİ EĞİLİM Tüm Yazıları >
-
AHMET KALELİ BİR OLMAK NİMETTİR Tüm Yazıları >
-
CAFER GÜNAYDIN ŞİMDİ DUA ZAMANI Tüm Yazıları >
-
ÖMER FARUK ASLIVAR BAŞLARKEN... Tüm Yazıları >