Hayata Dair Herşey
HAYATA DAİR HERŞEY
Kimi gün
Toprağın kucağında saklanır
Tohum olurum
Sımsıcak güneş gelsin
Gelsin de, boy vereyim diye.
Kimi gün çıldırmış rüzgârın önünde
Fırdöndü savrulurum, kuru bir yaprak gibi.
Kimi gün
Buz kesen, kuru ayazda
Koca bir ağacın gövdesinde
Ve en tepesinde
Çırılçıplak kalmış, bir dal gibi
Yapayalnız titreşirim öylesine.
Kimi gün
Sarp kayalıkların
Sana bakan yamacında
Gözyaşlarımın suladığı
Karayeşil, yosun olurum.
Kimi gün
Uçsuz bucaksız
Yeşil çimenler arasında
Sarı beyaz papatya,
Ya da boynu bükük
Kırmızı, mor gelincik olurum.
Kimi gün
Ağır metal kokan, şehir sokaklarında
Kalabalıklar, kalabalıklar arasında dolaşırım
Ve belki insan, insan evladı bulurum
Kimi gün
Oturturum peşi sıra, içimdeki benleri
Uzun ince, gidip geliriz birlikte.
Bazen birer birer savruluruz
Kum, kum tanecikleri gibi.
Kimi gün
Hoyrat, nobran, zalim bir el uzanır
Dur deriz, dur… Hep birlikte
Söker alırız bedeninden, kolu da, eli de.
Kimi gün
Kimi gün
İşte böyle
Ölüm sessizliğinde…
Ve…
Bazen gök yarılır
Şimşekler yağmurlara karışır
Sel olur taşkın olurum,
Gediz’e, Fırat’a içimdeki Dicle’ye.
Hasretin bitmez yine de…
Yakar yakar canımı, cananımı.
Kurumaz akar akar gizlice.
Kimi gün
Sevdan…
Yüzyıl olur, gün içinde.
Hüzün hüzün çöker, benliğime
Sevdiklerim bakakalacak öylece
Bugün o son gündür belki de.
Ellerim, ellerim
Ve gözlerim açık gider
O en büyük sevgiliye…
Yrd.Doç.Dr.Hüseyin FİDAN
26.08.2014/ ANKARA