Yer mekan ve zaman yok
Günün telaşı veya tekrarların can sıkan tadı; bir renk, bir ses ve bir koku seni senden bir anda ve o andan koparır ya… Hani büyük bir süratle geriye katlanan yolun sonunda, beynin kıvrımlarının en korunaklı, en huzurlu körfezine sığınırsın ya.. Sonra, geçmişin “hayali cihan değer” bir anıyla baş başa olmanın ve de o anın tekrarını yaşamanın mutluluğunu duyarsın ya…
Rabbim ne büyük nimettir bu. Yaşanmışlığın an be an tekrarı.
O huzur körfezine demir atmışım. Aylardan rahmet ayı; annem, babam ve hane halkı tam kadro, huzur içindedir. Bir bir sıraya geçen anılar tekmil veriyor. Neler mi yaşanmış? Fırın önünde iftar saatlerine yakın oluşan kuyruğu hatırlıyorum. Üstü çörek otlu ramazan pidesinin sıcaklığını avuçlarımda hissediyorum. Askeri bölge sınırları içinde bulunan tepeye ramazana özel yerleştirilen topun patlatılması resimleri geçiyor gözümün önünden.,İsrafın yeri olmayan, geniş aile sofraları ve her lokmasının ziyadesiyle şükrü eda edilirken yapılan dualar kulaklarımda çınlıyor. Ve bir kelime fır fır dönüyor hafızamda: Mutluluk, sevinç ve şenlik anlamlarını içeren “Meserret” gelip geçiyor. Ve ben “ah meserret” diyorum…
Yüce
milletime ve inananlara nice mutlu Ramazanlar diliyorum.
01.12.2011/21.55
Ben
En çok
Seni sevdim.
Yer, mekân
Zaman yok…
Hissederim
Yaşadığım
Gördüğüm
Her an da
Secde ederim.
Ve
Dokunurken
Sonsuzluğa
bakar
Bakar…
Bakışını
Kokunu,
Varlığını
hissederim.
Ve hala
Kafesindeyse
yüreğim
Beynimin
Bütün
kıvrımları
Ellerimde,
Verdiklerinle
Yaşar
İyilikler
Hayal ederim
Ve
Hamdederim
Ben
En çok
Seni sevdim.
Hüseyin
FİDAN