MUTLAK VE SÜRESİZ İKTİDAR YOKTUR!

SİYAMİ AKYEL/MİLLİ GAZETE

Siyonist İsrail’in Gazze’deki katliamı, yüzlerdeki maskeleri düşürmüş; insan hakları söylemlerinin sadece bir slogan olduğunu göstermiştir. Genelde Birleşmiş Milletler (BM) özelde ise Avrupa Birliği (AB)’nin maskesi düşmüş, altından ırkçı emperyalizmin yüzü görünmüştür.

ABD ve Avrupa Birliği üyeliğinden çıkan İngiltere’yi saymaya gerek yoktur. Zira, İngiltere, Siyonist İsrail’in kurucusu, ABD ise koruyucusudur. Bu bakımdan bu ikili hiçbir zaman maske kullanmadı; geçen yüzyıllık süreçte göstere göstere Siyonist İsrail’in hemen yanında yer aldı.

Adına İslâm dünyası denilen, aslında İslâm’la ve Müslümanlıkla isimleri hariç pek rabıtaları olmayan bu işe yaramaz 57 ülkenin de maskesi düşmüştür. Gazze katliamı şunu göstermiştir ki, Allah-u Teâlâ korusun, Siyonistler Mescid-i Aksa’mızı yıkıp yerine Süleyman mabedini yapsa, Müslüman ülkeler, sadece kınama mesajı yayınlamak ve iç kamuoyuna mesaj verme adına birkaç slogan atmakla olayı geçiştireceği görülmektedir (Yemen’deki Husiler’i ayrı tutmak gerekir. Zira güçleri nispetinde mücadele vermektedir).

Gazze’deki katliam, Filistin halkının vatanperver ve kahraman olduğu; Siyonizm’e baş kaldıran mücahitler topluluğu ve Müslümanların yüz akı olduğu gerçeğini de gün yüzüne çıkarmıştır.

Gazze’de bir yıla yakın devam eden katliam, İslâm ülkelerinin başına musallat olan yöneticilerin yerli ve milli olmadıkları, ülkelerinin menfaati değil ABD ve İsrail’in menfaatini düşündükleri; ABD’nin taşeronu ve uç karakolu gibi hareket ettiklerini ortaya çıkarmıştır. Anlayabilenler için bu işbirlikçi iktidarların da maskesi düşmüştür. Ancak işbirlikçi iktidarlar, uzun süreli iktidarda kalmanın avantajıyla halkların büyük kısmını dönüştürdükleri hususunu da akıldan çıkartmamak gerekir.

Dönüşüm gerçekleşmemiş olsaydı:

Müslüman ülkelerin başındaki yöneticilerin, ABD’nin atadığı vali gibi hareket ettiği, bölgede İsrail’in ve ABD’nin çıkarlarını koruduğu, zulme sessiz kalarak göstermelik “kınama tweeti” attığı, yaptırım ve icraat yerine el altından ilişkileri devam ettirdiği; zulme karşı onurlu bir duruş sergilemek yerine kınama ve sloganla süreci geçiştirdiği bir hengâmda halkların ayaklanması, ayaklanmazsa da en azından hükümetlere tepkisini göstermesi gerekirdi. Tepkilerin yetersizliği ve müstemleke ruhlu yöneticilerin seçimlerden halk desteğiyle çıkması, halkların dönüştürüldüğünü, zulme tepkisiz hale getirildiğini göstermektedir.

İsrail’le normalleşme anlaşması imzalayan, İsrail’le ticaret ilişkileri geliştiren, İsrail’in bölgedeki güvenliğini dert edinen; ABD’nin ve İsrail’in menfaatleri doğrultusunda hareket eden bu liderler, elbette Siyonizm’in lobi gücünü hesap etmekte ve ona göre hareket etmektedir.

Halkı Müslüman olan ülkelerdeki liderlerin, iktidara gelmelerini Haçlı-Siyonist ittifakına borçlu olduklarını, onlarsız yola devam ederlerse kaybedeceklerine inandıkları, gün yüzüne çıkmıştır.

Makam kaybetme korkusu, liderleri zulme kayıtsız hale getirmiştir. Ancak büyük yanılgı içindeler. Yeryüzünde insanlara iktidarı veren, iktidarı nasip eden, orada belirli bir süre oturmasına izin veren, adaletle değil zulümle yönetse dahi imtihan gereği bazen mühlet veren Allah-u Teâlâ’dır. Yani herhangi bir makama, güce, iktidara erişen kimse, bunu nefsine, kabiliyetine, Siyonist-Haçlı lobileriyle görüşmesine hamletmemelidir.

Kur’an-ı Kerim’de insanlara iktidarı verenin Allah-u Teâlâ olduğu, kendisine iktidar nasip olan kişi veya kişilerin ise iyiliği emredip kötülükten alıkoyarak adaleti tesis etmesi gerektiği şöyle beyan edilmektedir: “Onlar, o müminlerdir ki, eğer kendilerini yeryüzünde iktidar mevkiine getirirsek namazı kılarlar, zekâtı verirler, iyiliği emrederler ve fenalıktan da alıkoyarlar. Bütün işlerin sonu (kıyamette) Allah’a dönecektir” (Hac Sûresi, 41).

Unutulmamalıdır ki, iktidarı Allah-u Teâlâ imtihan gereği iyi insanlara da kötü insanlara da verebilir. Siyonist lobiler iktidara vesile olabileceği gibi başka faktörler de etkili olabilir. Ancak Allah-u Teâlâ’nın imtihan gereği belirlediği kaderi hiç kimse değiştiremez; hiç kimse iktidardaki ömrünü uzatamaz, hiçbir lobi de bu sonucu değiştiremez.

Siyonist lobiler, kendi iktidarlarını mutlak ve süresiz yapmaya muktedir değilken, ölümün aniden yakalarına yapışmasına engel olamazken hangi iktidarı süresiz yapabilir ki…

Siyonist lobilere yakasını kaptıran gafil liderler, dünyayı yönettiğini zanneden muktedirlerin öldüğünü, iktidarlarını, güçlerini, servetlerini, kısacası sahip oldukları her şeyi bırakarak ölüp gittiklerini görmezler mi?!

Unutulmamalıdır ki, mutlak ve süresiz iktidar yoktur.

Kur’an-ı Kerim’deki “Doğrusu onlar, Allah’tan gelecek hiçbir şeyi senden uzaklaştıramazlar. Şüphesiz zâlimler, birbirlerinin dostlarıdır. Allah ise takva sahiplerinin dostudur” (Casiye, 19) ayeti sadece Allah-u Teâlâ’ya güvenilmesi gerektiğini, aciz lobilerin Allah’tan gelecek bir şeyi engellemekten aciz kalacağını belirtir.

More From Author

ZULÜM VE GÖZYAŞI NASIL BİTER?

BAŞAKŞEHİR AVRUPA’DA İYİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir