Erbakan Hoca
Siyami Akyel/Milli Gazete
1-Prof. Dr. Erbakan Hoca, hayatını “İslâm’ın dünya görüşü”nün anlaşılmasına adamış, ilim adamlağı, siyasi mücadelesi ve dini hassasiyetiyle temayüz etmiş mümtaz bir şahsiyetti.
2-Kur’an-ı Kerim’de “millet” kavramının manasını tam anlamış, başlattığı harekete “Millî Görüş” adını vermişti. Kurduğu gazete “Millî Gazete”, ilk kurduğu parti Millî Nizam’dı.
Kur’an-ı Kerim’de, “Bir de, ‘Yahudi ve Hıristiyan olun ki, hidayet bulasınız’ dediler. Sen onlara de ki: Hayır, biz hak yol üzere bulunan İbrahim’in milletindeniz/dinindeniz; o hiçbir zaman Allah’a ortak koşanlardan (müşrik) olmadı” (Bakara, 135) ayetinde “millet” tabiri “din” anlamında kullanılmıştı.
Milli Görüş, “millet” kavramı etrafında oluşturulan bir tanımlamadır ve Müslümanların tamamının görüşünü ifade eder. Yani Milli Görüş, tarih, töre ve dil birliği olan topluluk değil, aynı dine inanan insanların inandıkları değerlerin adıydı.
3-Erbakan Hoca, siyaset öncesinde de idealist kişiliğiyle ön plana çıkmış başarılı bir akademisyen olarak Avrupa’da çalışmalar yapmış, önemli bir bilim adamıydı.
4-“Milli Görüş” ve “Adil Düzen” kavramları Türk siyasetine Prof. Dr. Necmettin Erbakan ile girmiştir. Erbakan Hoca, siyasal İslâm düşüncesinin genel dünya görüşünü Milli Görüş, ekonomik görüşünü de Adil Düzen ismiyle tarif etmişti.
5-Yeni bir sistem kurmak için yola çıkmıştı. Erbakan Hoca’nın siyaset anlayışı ve siyaset tarzı, müesses nizamın diğer partilerinden farklıydı. Ülkedeki yerleşik parti anlayışında sisteme karşı çıkmak değil, sistem içinde mücadele etmek vardı. Ancak Erbakan Hoca, sistemin aksayan yönlerini tamir etmek yerine yeni bir sistem kurma derdindeydi. Bunun için “Yeniden Büyük Türkiye, Adil Düzen ve Faizsiz Sistem” için çalışmaktaydı.
6-Erbakan Hoca, faizle mücadeleyi fertten devlete taşımak istemiş bu yüzden de kurduğu ilk partide “faizsiz bir sistem” kurmayı hedeflemiş ve bu yüzden Milli Nizam Partisi’nin parti programında faiz konusunda net tavır almıştır. Onun bu tavrı elbette İslâm’ın emrine itaat konusundaki hassasiyetinden kaynaklanmaktaydı.
7-Erbakan Hoca, ırkçı emperyalizmin “efendi-köle” dayatmasına karşı çıkmış, insanların izzet ve şereflerini koruyarak adil paylaşımını önemsemişti.
8-Erbakan Hoca, parti programlarında, iktidar ortaklıklarında ve yaptığı konuşmalarda “sanayileşmeye” önem vermiştir. Türkiye’de sanayileşme denildiği zaman Erbakan Hoca akla gelir. Bu bakımdan parti programında sanayileşmeyi bir dava olarak görmüş ve “Sanayileşme davamız” şeklinde ifade etmişti.
9-Eğitimden kültüre, sanayiden teknolojiye, iç politikadan dış politikaya kadar yerli ve milliliği savunmuş, Batı taklitçiliğiyle mücadele etmişti.
10-“Önce ahlâk ve maneviyat” sloganıyla ahlâklı bir toplum oluşturmayı hedeflemiş, manevi terakki olmadan maddi kalkınmanın insanlığa huzur getirmeyeceğini deklere etmiştir. Bunu Milli Nizam programında şöyle ifade etmişti: “Partimiz, milletimizin fıtratında mevcut olan yüksek ahlâk ve faziletin, kuvveden fiile çıkarılmasını, inkişafını ve cemiyetimize nizam, huzur, içtimai adalet ve vatandaşlarımıza saadet ve selamet getirmeyi gaye edinmiştir.”
11-Erbakan Hoca, manevi kalkınma yanında, müsbet ilimlerde ve teknikte Batı taklitçiliğinden kurtulmayı, yapıcı keşif ve icatlarla gerçek ilmi inkişafa ermeyi hedef olarak koymuştu.
12-Erbakan Hoca, Müslümanların 250 yıldır içine düştüğü “Mağlubiyet Psikolojisi”nden kurtarmak için hayatı boyunca mücadele etti. İslâm’ın hükümlerinin uygulanmasından şüphe etmek şöyle dursun, “Biz tarihin en şerefli milletiyiz” diyerek yeniden ayağa kalkmanın mümkün olduğuna inandı ve bunun için mücadele etti.
13-Müslümanların alternatif sistem inşaa etmesi gerektiğini, bunun da mümkün olduğunu, İslâm tarihinin parlak sayfalarının bunu gerçekleştirmek için motivasyon kaynağı olduğunun altını çizdi. Bunun icrası olmak üzere D-8’leri kurdu; İslâm dinarını bastırdı. Yeniden Büyük Türkiye’yi inşaa ettikten sonra “İslâm Birliği, İslam Birleşmiş Milletleri, İslam Savunma Paktı”yla Müslümanları içlerine düştükleri Batıcılık hastalığından, Batı taklitçiliğinden kurtardıktan sonra “Yeni ve adil bir dünya düzeni” kurma hayalini bizlere aşıladı.
14-Erbakan Hoca’yı diğer siyasetçilerden, diğer bilim adamlarından, diğer dindar insanlardan farklı kılan onlarca özelliği vardı. Bunlardan bir kısmına yukarıda değindik. Ancak, Erbakan Hoca’nın, İslâm dünyasının fetret dönemi yaşadığı buhranlı döneminde hiç kimsede olmayan bir özelliği vardı o da: “Siyonizm’e başkaldırısı”. Bu yüzden Erbakan Hoca hep öndedir ve bu yönüyle asrın lideridir.
15-Erbakan Hoca’nın kurduğu Milli Nizam, Milli Selamet, Refah ve Fazilet Partisi kapatıldı, partilerinin mal varlığına el konuldu. Yetmezmiş gibi içeriden defalarca bölündü. Muhtıralara, darbelere, hapis ve siyaset yasağına maruz kaldı. Türk siyaset tarihinde Erbakan Hoca kadar gadre uğramış, haksızlığa maruz kalmış, buna rağmen mücadelesini ilk günkü gibi azimle devam ettirmiş başka bir lider yoktur.
Son söz: Bütün bu engellemelere rağmen inandığı değerlerden asla taviz vermeyen, Türkiye, İslâm âlemi ve bütün dünyanın selamet ve saadeti için uğraşan, imanlı bir nesil yetiştirmek için çabalayan ve en önemlisi de Müslümanların izzet ve şereflerini koruyarak Siyonizm’i bertaraf edebileceğine inanan ve bu inancı bizlere aşılayan, büyük bilim adamı, büyük dava adamı, büyük komutan ve büyük lidere selam olsun. Rahmetullahi aleyh.