Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

EYT’de 17 kayıp, emeklilikte %35 az maaş

SİYAMİ AKYEL/MİLLİ GAZETE Toplumun tümünü etkileyen değişiklikler yapılırken sürekli yeni

SİYAMİ AKYEL/MİLLİ GAZETE

Toplumun tümünü etkileyen değişiklikler yapılırken sürekli yeni mağduriyetler oluşuyorsa, ya yapılan işte adalet gözetilmemiştir yahut da risk analizi iyi yapılmamış, sonuçları düşünülmemiş, değişiklikler el yordamıyla yapılmış demektir.

Hangi saikle yapılırsa yapılsın, eğer yaptığınız değişiklik adaleti sağlamıyor, insanları mağdur ediyorsa bu işte bir terslik var demektir.

Özellikle çalışanları mağdur eden iki yasanın adaleti zedelediği, mağduriyetleri artırdığı görülmektedir. Bunlardan birisi 3 Mart 2023 tarihinde çıkartılan EYT düzenlemesi, diğeri ise 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) Kanunu’nun değiştirilerek 17 Nisan 2008 yılında çıkartılan 5754 sayılı kanundur. 

EYT’DE 1 GÜN İÇİN 17 YIL KAYIP

3 Mart 2023 tarihinde EYT düzenlemesi yapıldı. “EYT sorunu çözüldü” sloganıyla kamuoyuna duyurulan düzenleme, yaş sınırındaki yüksekliğe çare olmaması yönüyle eksik çıkartılmıştır. Elbette mağduriyetin bir kısmı giderilmiştir ancak adalet tesis edilmediğinden önemli bir kitleyi mağdur etmiştir.

Yapılan yeni düzenlemeyle 8 Eylül 1999 tarihinden önce sigorta girişi olanlar EYT kapsamına alındı. Bir gün sonra yani 9 Eylül 1999 tarihinde sigorta girişi olan vatandaşlar ise hem yaşa hem de prime takıldı. Yani, bir gün önce sigorta girişi olanlar, kadınlarda 38, erkeklerde 43 yaşında emekli olabiliyor. Bir gün sonra işe girenler ise bu tarihten sonra sigorta girişliler 60 yaşı bekleyecek. Bir gün için 17 yıl sonra emekli olmak, prim ödemeye devam ettirmek çözüm değil mağduriyettir, haksızlıktır. EYT düzenlemesine hakkaniyetli yaklaşılarak kademeli emeklilik formülü kabul edilmiş olsaydı bugün bu sorunlar konuşulmazdı. Aynı iş yerinde çalışan iki kişi düşünün. İkisi de 9 Eylül 1999’dan sonra, 01.01.2000 tarihinde işe girmiş. İşe giriş tarihleri, ödedikleri primler aynı olan bu kişilerden birisinin 9 Eylül 1999 tarihinden bir gün önce yani 8 Eylül 1999 tarihinde sigorta başlangıcı var; diğerinin ise yok. Bir günlük sigorta başlangıcı olan kişi EYT düzenlemesinden faydalanıp emekli olurken, o tarihte sigorta başlangıcı olmayan kişi, yıllarca emekli olamayacak, prim ödemeye devam edecek.

EMEKLİLİKTE %35 AZ MAAŞ

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) Kanunu’nun değiştirilerek 17 Nisan 2008 yılında çıkartılan 5754 sayılı kanun ile emekliliğe darbe vurulmuştur.

1-    Emeklilik bağlanma oranı düşürülmüştür. Buna göre, 2008 öncesi emekli aylığı bağlanma oranı %70-75 bandındayken, 2008 sonrası için %45-50 bandına düşürülmüştür. Bu, yüzde 30-35 oranında bir düşüş demektir.

2-    Emeklilik güncelleme katsayısı düşürülmüştür. Buna göre, 17 Nisan 2008 yılında çıkartılan 5754 sayılı kanun ile güncelleme katsayısı da düşürülmüştür. 2008 öncesi kazançlar güncellenirken TÜFE ve büyüme oranının yüzde 100’ü hasaba katılmaktaydı. Yani büyümenin tamamı güncelleme katsayısına katılıyordu. Böylece ülkedeki büyüme ve refahın tamamından emekli pay alabiliyordu. 2008’de çıkartılan kanun ile büyüme oranının sadece yüzde 30’u emekli aylığına yansımakta, yüzde 70’i hesaba katılmamaktadır. Buradaki ise bu sene itibariyle %30-35 civarında öngörülmektedir.

EYT düzenlemesinde kademeli emeklilik formülü işletilmediğinden dolayı büyük mağduriyetler doğmuştu. Buna göre 8 Eylül 1999 tarihinden önce sigorta girişi olanlar EYT kapsamına alınmış, bir gün sonra yani 9 Eylül 1999 tarihinde sigorta girişi olan vatandaşlar ise hem yaşa hem de prime takılmıştı. Bir gün önce sigortalı olanlar 43 yaşında emekli olabilirken, bir gün sonra sigortalı olanlar 60 yaşını beklemek zorunda bırakılmıştı. Bu da bir gün geç sigortaya 17 yıl gecikmeyi, bu süre içinde daha fazla prim ödemeyi öngörmüştü.

Bunun benzeri 17 Nisan 2008’de çıkartılan kanunla gerçekleştirildi. Özel sektör için 31 Aralık 2024, kamu için 14 Ocak 2025 yılından önce emekli olanlar 2008 öncesine göre kesintiye uğramış olsa da standart emekli maaşı alacakken; özel sektör için 1 Ocak 2025, kamu için 15 Ocak 2025 tarihinden sonra emekliliği gelen yahut şartlar gereği bu tarihlerden sonra emeklilik dilekçesi verenlerin maaşları %30-35 civarında düşecek.

Aynı iş yerinde çalışan iki kişi düşünün. Birisinin emekliliği belirtilen tarihten önce olduğu için standart emekli olurken, emekliliği bir gün sonra dolan yahut çalışmak zorunda olup, birkaç yıl sonra emekli olmak isteyen kişinin emekli aylığı %30-35 düşecek. Üstelik bu kişiler sürekli prim ödedikleri halde.

Daha fazla prim öde, daha fazla para yatır ancak daha az emekli maaşı al. Para yatırdıkça emekli maaşın azalsın. Sistemin tam adı bu…

Başka bir handikap ise 7000 (yedi bin) gün primi dolmuş ve yaştan bekleyecek kişi “ben sistemin dışında bekleyip yaş haddim dolunca emekli olayım” derse bile kesintiden kurtulamıyor. Sistemin dışına çıkan kişinin emeklilik aylık hesaplaması da düşüyor.

İnsanlar farkında değil. Birkaç hafta içinde bu hatadan dönülmez, kanuna eklenecek bir maddeyle bu düzeletilmezse SSK ve Bağ-Kur’lu çalışanlar ile 2008 sonrası işe giren memurların tümünün emekli maaşları %30-35 düşecek.

İnsanımız, 17 Nisan 2008 yılında çıkartılan kanunun ceremesini bugün çekiyor. Yine 3 Mart 2023’te gayr-i adil çıkartılan EYT düzenlemesinin ceremesini de çekmektedir. İnsanımız endişelidir. Bu endişeler bize kadar ulaşmıştır. Elbette buna kayıtsız kalamazdık. Bu yüzden, sivil toplum, sendikalar ve siyasi partileri bu konuda duyarlı olmaya, iktidarı bu yanlıştan döndürmek için baskı kurmaya çağırıyoruz. Eğer yanlıştan dönülmezse, bütün emekli adaylarını, kuşa çevrilmiş bir emekli maaşı bekliyor.